Tao Te Ching / Tao Te Ching — w językach kurdyjskim i tureckim

Kurdyjsko-turecka dwujęzyczna książka

Lao Zî

Tao Te Ching

Laozi

Tao Te Ching

From Kurdish by Ebdulrehman Efîf

1

1. Tao’nun Anlamı

Tao ya merov dikare bide dű
Ne Tao a herheyî ű sermedî ye.
Navę ko tę bi nav kirin
Ne navę herheyî ű sermedî ye.
Bęnav ew e koka ezman ű
Erdę
Lewra bi-navkirin bingeh ű koka
Tiţtęn hezar e.
Heke hertim bę daxwaz bî, tu dę
Nediyar ű raz ű veţartiyan bibînî
Herdem ko bi daxwaz bî, tenę
Tę tiţtęn li ber çavan ű eţkere bibîne.
Veţartî ű eţkere yek in--
Dema xuya dibin
Baţqe tęn bi nav kirin.
Ev yekîtî raz ű sir e
Raz di hindirę raz de,
Deriyę bi aliyę serzîviran ű ecęban de ye.

En güzel öğreti bile Tao’nun kendisi değildir.
En güzel isim bile onu tanımlamakta yetersizdir.
Tao kelimeler olmadan deneyimlenebilir
ve bir isim olmadan bilinebilir.
Kişinin hayatını Tao’ya göre idaresi,
kişinin hayatını pişmanlıklar olmadan yönetmesidir;
kişinin içindeki bu potansiyeli anlamak
herkesin yararınadır.
Kişinin hayatını bu şekilde yaşaması için
kelimeler ve isimler gerekmez; ama
tarif etmek için kelimeler ve isimler kullanılır ki
hakkında konuşmakta olduğumuz yolu,
bireyin yaşamayı seçmek isteyebileceği
diğer yollarla karıştırmadan
daha iyi açıklayabilelim.
Tao’nun görünümleri
bilgi, entelektüel düşünce ve kelimeler sayesinde
bilinir; ama
bu tür entelektüel bir amaç olmadan
Tao’nun kendisini tecrübe edebilmeliyiz.
Bilgi ve tecrübe gerçektir;
ama gerçek, karmaşıklık yaratıyor gibi görünen
birçok biçime sahiptir.
Uygun yöntemleri kullanarak
kendimizi
bu karmaşıklık bariyerlerinin ötesine uzatır
ve Tao’yu böyle tecrübe ederiz.

2

2. Karşılaştırmaların Gitmesine İzin Vermek

Her kes di cîhanę de tiţtę
Xweţik xweţik dibîne.
Di vir de nexweţikbűn heye.
Her kes tiţtę baţ baţ dibîne.
Di vir de ţer ű pîstî heye.
Ji lewre
Hebűn ű ne-hebűn yek ya dî
Çędike.
Zehmetî ű hesanî hev tînin.
Diręj ű kin hevdu bi sînor dikin.
Bilind ű nizim li ser hev radiwestin.
Pęţî ű dawî didin dű hev.
Ji lewre
Hiţmendî xwe bi ţęweyę wu-wie( kirina serbixwe) digire.
Ű hînkirina bęgotin dixebitîne.
Li vir, tiţtęn hezar çękirî ne,
hîn nehatine ji hev veqetandin.
Ji lewre hiţmendî berheman çędike
Bę wan bimelikîne,
Dike bę ti tiţtî hęvî bike
Ű tekűz ű temam dike bę
Di tekűzkirina xwe de berdewam bimîne.
Ű eyn bi xwe lewra ew di wan de
Timî namîne

Tao’nun kendisini bilemeyiz
ve özelliklerini doğrudan göremeyiz;
fakat bu bildirdiklerini
yalnızca farklılaştırma sayesinde görebiliriz.
Bu yüzden, güzel görünen şey,
güzelliği olmayan şey ile
karşılaştırıldığında güzeldir.
Becerikli kabul edilen bir hareket,
beceriksiz görünen bir diğeri ile
karşılaştırmalı olarak böyle kabul edilir.
Bir insanın sahip olduğunu bildiği şey
sahip olmadığı şey sayesinde bilinir
ve onun zor kabul ettiği şey,
kolayca yapabildikleri yüzünden ona öyle görünür.
Bir şey karşılaştırmalı olarak
kısa olanla karşılaştırıldığında uzun görünür.
Bir şey yüksektir; çünkü başka bir şey alçaktır.
Sessizlik sadece ses kesildiğinde bilinir
ve yol gösteren
sadece takip edenler tarafından öyle görünür.
Karşılaştırmalı olarak,
Tao ile uyum içinde olan bilge kişinin
karşılaştırmalara ihtiyacı yoktur
ve yaptığı zaman bilir ki
karşılaştırmalar yargılamalardır
ve en az yapana göre
ve duruma göre
olduğu kadar yapılmış olan
yargıya da görelidirler.
Tecrübeleri vasıtasıyla
bilge kişi, her şeyin değiştiğinden haberdar olur
ve önderlik ediyor gibi görünen kişi,
başka bir durumda izleyici olabilir.
Bu nedenle o hiçbir şey yapmaz, yol göstermez
ya da izlemez.
İstemsiz olarak yaptığı
hiçbir şey büyük ya da küçük,
zor ya da kolayca yapılmış değildir.
Görevi bittiğinde kolayca bırakır;
bir takdir beklemediği için kötülenemez de.
Böylece öğretisi sonsuza dek sürer
ve kendisi en çok itibar edilenler içinde tutulur.
. Övgü Beklemeden
Aynı zamanda bilge de olan yetenekli kişi
alçakgönüllülüğünü koruyarak
rekabeti azaltır.
Çok şeye sahip olan;
ama sahip oldukları ile övünmeyen insan
(günaha) teşviki ve hırsızlığı azaltır.

3

4. Tao Dipsiz Kuyusu

Heke tu xwe bi yę jęhatî ű hęja
ţelaf mekî, tu dę kesęn din bike
nexwazęn-pevçűnę.
Heke ti qedrę entîke ű peręn pirr
Li ba te tinne be,
tu dę kesęn din dűrî diziyę bike.
Heke merovan tiţtęn balkęţ ű daxwazkirî
Nedîtin,
Ew dę nebin dilbijokî ű pevneçinin.
Ji lewre, dema hiţmend serokatiyę dike,
Ew seręn xelkę paqij dik,
Zikęn wan dadigire,
Daxwazęn wan qels dike
Ű hestiyęn wan xurt dike.
Ko merov bę ţehrezayî ű daxwazî hatin hiţtin
Dę ramanvan ű rewţenbîr newęribin îţęn
Xwe ji tiţtęn ji wan re ne pęwîst bînin.
Bike bę fen ű fűt ű plan, wę
Ti kęmaniya bi a te bę kirin tinne be.

Tao’nun doğasında
biteviye kullanılsa da
kendini sürekli yenilemek var.
Ne taşmak ne de tam boşalmak...
İçindekilerin bir kadehten
dökülmesi gibi toprağa...
Bu yüzdendir ki
Tao enerjisi harcamakla suçlanamaz.
Henüz benliğini tam dolduramamış olanları
kaynağı sonsuz ana sütüyle besler.
Enerjinin bir parçası olabilmeleri için
hep yanı başlarında bekler.
Gereğinden fazla zorlarsan,
en müthiş bıçak bile körleşecek.
En iyi şekilde su verilmiş çelikten kılıçlar da
kayalar karşısında parçalanıp gidecek.
Kesmeye kalkarsan yüreğin iplerini,
yürek bile yalancı kesilecek.
Çaresizlik ona aslında hiçbir işe yaramayan,
akortsuz yalanlar söyletecek.
İşinin ehli kılıç ustalarının
tecrübeyle biledikleri
keskin kılıçlar gibi,
bilgelik de akılla birleşip
sağduyulu zekayı ışıldatacak.
Sabır en dolaşık ipleri bile düğümlerden kurtaracak,
çözümsüz görünen bütün sorunlar da
bir bir çözülecek.
Hepimiz birlik ve beraberlik içinde yaşayabiliriz,
aklıselim önderlerle beraber.
Hangimiz varlığımızın
bizden daha parlak bir kardeşin gölgesinde
farkına varmak isteriz ki...
Sadece kazanca yönelik değil,
anlamak ve anlatmak için çalışanlar
farkındalığa varacak.
Tao bir sır olmaktan çıkacak.

4

5. Niyetsiz Akış (iyi-kötü)

Tao wisa berfireh e ko dema
Tu wę bi kar tînî, timî tiţtek
Dimîne.
Ew çiqasî kűr e!
Dixuye mîna ko ew pîrka herî
Pęţî ya hezaręn tiţtan be.
Tűjbűnę ko dike
Girękan vedike
Ţewqa bęhawe dijwar hűr dike
Ew wisa tije ye!
Dixuye mîna jibermayęn wę hebin.
Ew zaroka ez- nizanim- kę ye.
Ű berheya Xwedayę kevnar yę
Li jor e. (berî wî hebű)

Tabiat kasıtlı hareket etmez,
bu yüzden de cömert olması beklenemeyeceği gibi,
hiçbir varlığa karşı bir kötü niyetinden de söz
edilemez.
Bu bağlamda Tao da aynen tabiat gibidir;
desek de
aslında
tabiat Tao’nun takipçisidir.
Bilge kişinin insanca edimlerinde bile
kasıt aranmaz bu nedenle.
Böylesine bir bilinçle hareket etmesinde
ahlakçılık gözetmeyen kaygısız bir yanı vardır.
Bilge; sükunetini korur.
Sözler ya da düşüncelerden etkilenmez onun huzuru,
hele ki yapmacıklı davranışlar, uzağından bile
geçemez...
Aynen dostlarına davrandığı gibi,
içinden geldiği gibidir tüm davranışları da.
Tutkudan arınmanın yoludur bu bilge için,
enerjiyi de biriktirmenin.

5

6. Tamamlanmak

Ezman ű Erd ne merovane ne,
ű merovan mîna kűçikęn pűţ dinirxînin.
Hiţmendî ne merovane ye,
ű her tiţtî mîna kűçikęn pűţ dinirxîne.
Valayiya di navbera Ezman ű Erdę
De mîna qîrînekę ye :
Wę vala bike, ew xelas nabe.
Wę biguvęţe ű pirrtir ję dertę.
Pirsa lę bi pirr gotinan
Ne mîna xwegirtina bi ortę ű navendę ye.

Zihin de en az
korunaklı ve doğurgan bir vadi kadar
sakin ve derin.
Enerji ve sükunetin
her ikisi de şekilsiz geçtikleri gibi
duyusuz ya da akıl olmadan da bulunabilir ya
oysa her ikisi de
çevresiz gelir doğadan...
Akıl meditatif durumda
varoluşta farklılaşmaktan vazgeçmeye başlar.
olsa da olmasa da...
Olabileceğinden ya da dönüşemeyeceğinden
vazgeçer.
Ne kadar da hoş bu;
çünkü
farklı olmaktansa
bir olmak çok daha keyifli.

6

7. Işığı Saklamak

Giyanę newalę ti carî namire.
Navę wî`męya veţartî ye.´
Deriyę vę męya nenas ű veţartî
´ koka Ezman ű Erdę ´ tę bi nav kirin.
Berdewam, dixuye ko dimîne.
Wę bixebitîne bę ko tu xwe pirr biwestînî

Tao yolunda yaşarken,
kendinin farkında olmak gerekli değildir.
Bu yaşam biçiminde öz vardır
ve aynı zamanda yoktur.
Ne bir varlık
ne de bir yokluk olarak
algılanır.
Bilge kişi benliğini bulmak için çabalamaz,
kendini algı ve düşünceye gösteren,
bulunabilecek her şeyi (zaten) bildiği için
benliğin kendisi ile yan yana olanı, hiçliktir.
Aklın parlak ışığını saklayarak bilge kişi
kendi benliği ile beraber olmaya devam eder,
onun farkında olmayı kesip ardında bırakarak.
Bağlantısız, kendi dış dünyası ile birleşmiştir.
Benliksiz olarak tamamlanmıştır.
Bu şekilde benliği güvencededir.

7

8. Suyun Yolu

Ezman ű Erd herdemî ne.
Sedemę ko Ezman ű Erd
Dikarin będawî bin
Ew e ji lewre ne ew xwe tînin.
Ű wisa, ew herdem sax in.
Ji lewre, hiţmendî xwe dike a dawî
Ű ew a pęţî ye.
Ew ji dervî xwe ye ű loma
Xweya (nefs) wę her heye.
Ma ne ji ber bęeziya wę ye
Ko ew xwe tekűz ű pęrfękt dike?

Büyük iyiliğin su gibi olduğu söylenir.
Bilinçli bir çaba sarf etmeden yaşamı destekler.
Beslenme sağlayarak doğal olarak akar.
Arzulu insanın reddettiği
yerlerde bile bulunur.
Bu şekliyle
Tao’nun kendisi gibidir.
Su gibi bilge kişi de alçak gönüllü bir yerde yaşar.
Meditasyon içinde, arzusuz;
düşüncelilikte derin,
ilişkilerinde sevecendir.
Tao insanına konuşmasında içtenlik rehberlik eder.
Bir lider olarak adildir.
Yönetimde amacı yeterliliktir
ve süratin doğru olmasını temin eder.
Kendi çıkarına davranmadığı
ve de gereksiz çatışmaya yol açmadığı için,
doğru olarak değerlendirilir,
yoldaşlarına karşı davranışlarında.

8

9. Aşırılıklar Olmadan

Baţiya herî bilind mîna avę ye.
Av bi hesanî sűd digihîne hemű tiţtan bę
Pevçűn.
Bi ser ko ew tiţtinan li ser xwe hildigire
Ko zilam nahebînin.
Ji lewre ew mîna Tao e.
Bo tę de ű li ser bijîn, erd baţ e.
Bo hiţ ű aqil, kűrbűn baţ e.
Baţbűna danę ko di wextę xwe de be.
Baţbűna axaftinę di
Gotina rastiyę de ye.
Di hikűmetę de, bi xwe-karîbűn ű hayjixwe baţ e.
Di çaredîtina ji îţan re, karîbűn ű hostetî baţ e.
Heke tu pevneçinî, gazin wę ji te neyęn kirin.

Kolaydır fincanı tutmak,
taşacak kadar doldurulmadığında.
Bıçak daha verimlidir,
dayanabileceğinden çok tavlanmazsa.
Altın ve yeşimi korumak daha kolaydır,
itidalle sahip olunursa.
Unvan peşinde koşan kişi,
kendi düşüşünü davet eder.
Bilge kişi sessizce çalışır
ne övgü ne de şöhret arayarak.
Yaptığını doğal bir kolaylıkla bitirir
ve sonra dinlenir.
Tao’nun doğası ve yolu budur.

9

10. Kara Aynayı Temizlemek

Heke bernedî ta tije bibe ne
Wisa baţ e mîna rawestî ű bisekinî.
Ű ţűrę pirr ű zęde tűjkirî, zor
Berdewam nake.
Odeyeke bi zęr ű mircanan miţtkirî
Nayę parastin.
Payekirina bi mal ű milkan
Mirina te bi xwe re tîne.
Piţtî bidawîkirina kar, bi paţ de vegere.
Ev e Ręçka Ezman.

Birliği sağlamak erdemlidir.
Düşüncenin iç dünyası birdir,
eylemler ve şeylerden oluşan
dış dünya ile.
Bilge kişi
uyuyan bir bebek gibi nefes alarak
bunların ayrılığından kaçınır
ve bu sayede uyumu sağlar.
O, zihninin karanlık aynasını temizler,
öyle ki (artık) maksat olmadan yansıtır.
O, kendini plansızca idare eder
insanları severek ve onlara karışmayarak.
O, sahip olmadan geliştirir,
bu şekilde verim sağlar,
değişen gereksinimler karşısında
açık fikirli olur
ve arzu duymadan yaratır.
Geriden yöneterek,
yapılması gerekene icabet ederek,
mistik duruma
ulaşmış olduğu söylenir.

10

11. Var Olmamanın Yararlılığı

Giyanę dilbijok ű daxwazok ű pęlda
Vehesîne ű bitebitîne
Ű zeft bi yekîtiyę bigire:
Ma tu dikarî dűrî veqetandin ű cihębűnę
Herî ?
Liv ű hęla xwe bixebitîne bo windakirin
Ű nemana bęhntengiyę:
Tu dikarî mîna zarokekî bî?
Di pak ű paqijkirina jiyana hindirę xwe de:
Ma tu dikarî wę berdî ű serfiraz ű azad bikî?
Di hezkirina ji merovan re ű biręvebirina dewletę
De:
Tu dikarî dűrî lîsk ű tep ű rîpan bî?
Di vekirin ű girtina dergehę ezman de:
Tu dikarî mę bî ?
Di ronahîkirina hemű gerdűnę de:
Tu dikarî ji hiţ ű aqil azad bî?
Jidayikbűnę bidęyę ű wę bi xwarin bike.
Bera ew berhema te be lę meke ya xwe.
Bike bę ko tu li hęviya tiţtekî bî.
Yę serek ű serkeftî be, lę berpirsyariyę
Ű biręvebirinę ji xwe re nexebitîne.
Ev navę wę qenciya nediyar ű nenas e.

Otuz kiriş bir tekeri oluşturabilir; ama
göbeğindeki boşluktur
tekere işlevsellik veren.
Çömlekçinin attığı kil değildir,
kaba kullanışlılığını veren;
ama şeklin içindeki boşluktur
kabın yapıldığı.
Kapı olmadan bir odaya girilemez
ve pencereler olmadan karanlıktır.
İşte budur var olmamanın yararlılığı.

11

12. Arzuların Bastırılması

Sîh tîręjk di nîvę çerx ű dűlab de
Digihęn hev.
Ji ber ew tiţtę hîn tinne ye ko
Erebe bi sűd ű fęde ye.
Herî dibe ţerbik.
Ji ber valahiya ţerbik e ko
Ew bi fęde ye.
Deriyan ű pencereyan jębike
Da tu odakę çębikî.
Ji ber valahiya wę ye ko
Ode bi xęr ű bęr e.
Ji lewre, tiţtę ko aniha heye tę
Xebitandin bo wergirtina
Fędę ű sűd.
Lę di tinnebűnę ű nelivirbűnę de
Fęde ű sűdę herî pirr heye.

Görüş ile renkler görülebilir;
ama çok fazla renk bizi kör eder.
Sesin tınılarını yakalıyoruz.
Çok fazla ses bizi sağır edebilir
ve çok fazla lezzet tadımızı öldürür.
Spor için avlanıldığında ve zevk için
kovalandığında,
zihin kolayca karışabilir.
Kendi için hazineler toplayan kişi
daha kolay tedirgin olur.
Bilge kişi ihtiyaçlarını tatmin eder,
algısal ihtirasları yerine.

12

13. Sakin ve Hareketsiz

Rengęn pęnc çavęn me kor dikin.
Dengęn pęnc guhęn me ker dikin.
Tamęn pęnc zimanę me ţaţ dikin.
Cirîd ű nęçîr hiţę me ţęt ű dîn dikin.
Hebűna xizne ű peręn pirr
Dan ű stendineke ziyan ű tadetije
Diafirîne.
Ji lewre hiţmendî bętir hay ű qedir
Dide orte ű navenda xwe, ű
Ne çavęn xwe.
Wan ji bîr dike ű ortę dibijęre.

Sıradan insan onur arar, onursuzluk değil.
Başarıya sevinir ve başarısızlıktan tiksinir.
Ölümden korkarken hayatı sever.
Bilge kişi bunları kabul etmez,
böylelikle hayatını basitçe yaşar.
Sıradan insan kendini evrenin
merkezi yapmanın yolunu arar.
Bilge kişinin evreni onun merkezindedir.
Dünyayı sever ve sakin kalır.
Başkalarını endişelendiren şeyler karşısında
tevazu ile davranır, ne hareket eder ne ettirilir,
ve böylece her şeyin korunmasında güvenilebilir.

13

14. Gizem Deneyimlemek

Li kęmqedir ű bęnirxkirinę mîna ew
Matmayinek be temaţe bike.
Bextreţiyę mîna ew ti bi xwe be binirxîne.
Çi mebesta min ji `mîna kęmqedirgirtin
Matmayinek be´ ?
Heke tu ne paye bî
Gihiţtin ű pękanîn matmayinek e
Ű wisa ew winda ne.
Ji lewre min got.`bęqedirkirinę mîna ew
Matmayin be bipijęre.´
Çi qesd ű mebesta min ji `mîna ew tu bi xwe bî
Bextreţiya herî mezin binirxîne`?
Heke eza min (nefsa min) tinne be,
çawa wę bextreţî bi serę min bę?
Ji lewre, heke tu jiyîna xwe
Bo pękanîn ű fędęn dinę dikî qurban,
tu dikarî xwe bispęrî dinę.
Heke tu ji vę xwebiqurbankirinę hez dikî
Tu dikarî bę sipartinî bextę dinę.

Tao soyuttur ve bu sebepten
bir forma sahip değildir.
Ne yükselirken parlaktır ne de batarken karanlık.
Elle tutulamaz ve ses çıkarmaz.
Formsuz ya da suretsiz, varlıksız,
formsuzluğun formu, tanımların ötesindedir,
tarif edilemez ve anlayışımızın ötesindedir.
Hiçbir isimle çağrılamaz.
Önünde durduğunuzda bir başlangıcı yoktur;
takip edildiğinde bile bir sonu yoktur.
An itibarı ile (gerçekliği) vardır. Şu ana uygulayın,
onu iyi takip edin ve başlangıcına ulaşın.

14

15. İnsanın İçindeki Tao’nun Tezahürü

Lę bigere, nayę dîtin.
Nave wę dűrbűn e.
Lę guhdarî bike, nayę bihîstin.
Navę wę a kęm e.
Xwe diręjî wę bike, pę nayę girtin.
Navę wę a hűr ű jîr e.
Ev hersî kűrbűnęn bilind
Nayęn pîvan.
Ji lewre ew digihęjin hev bo bibin yek.
Jora wę ne ronî ye ;
Binę wę ne tarî ye ;
Bęrawestin ew heye, nayę
Bi nav kirin ű vedigere ne- tiţtbűnę.
Wisa, navę wę bűye awayę bę awe,
Węneya ne- tiţtî.
Ev navę wę nediyarî ű tarîtiya herî mezin e.
Here cem wę, tu nikarî rűyę wę
Bibînî.
Bide dű, tu nikarî piţta wę bibînî.
Heke tu Tao a kevnar zeft bikî
Tu dę bikaribî heyina anihane baţ
Bixebitînî
Ű despęka despękane nas bikî.
Ev navę wę tayę Tao ę herî pęţiyane ye.

Eskilerin bilgesi bilgili ve akıllıydı;
kaledeki bir adam gibi, büyük dikkat gösterirdi,
tetikte, kavrayışlı ve uyanıktı.
Kendisi için hiçbir şey arzu etmeden
ve değişim adına değişim için
hiçbir arzuya sahip olmadığından,
eylemlerinin anlaşılması güçtü.
Uyanık olduğundan tehlike konusunda
korkuya sahip değildi;
mukabeleye hazır olduğundan korkuya
ihtiyacı yoktu.
Ziyaret eden bir misafir gibi kibar ve
bir bahar zamanı buzu gibi esnekti.
İstekleri olmadığından şiddetli arzu tarafından
dokunulmamıştı.
Kavrayışı ve gizemli bilgisinin ölçülemez derinliği,
başkalarının onun mütereddit olduğunu
düşünmesine sebep olurdu.
Kalbi saftı, kesilmemiş bir yeşim gibi,
çamurlu suyu kendi haline bırakarak temizlerdi.
Sakin ve aktif kalarak
yenilenme gereksinimini azaltırdı.

15

16. Köke Geri Dönmek

Hostęn Tao ęn kevnar
Hiţmendiyeke wan î razane
Î seyr î hűr î bęawe hebű
Kűrbűneke ko nayę nas kirin.
Ű eyn bi xwe ji ber ko ew nayęn nas kirin
Em bivęn nevęn bal ű hayę xwe didin
Derketin ű xuyakirina wan .
Wisa ji xwe ne bawer, mîna kesekî
Çemekî bi qeţa derbas bike.
Amade, mîna kesekî ji cîranęn
Xwe yęn li hawirdor bitirse.
Qedir ű ręzgirtî, mîna męvanekî.
Nerm ű azad, mîna qeţa li ber ko bihile.
Rast ű rast bi pęţ ve, mîna perçakî
Text î sade î nekolayî.
Vekirî, mîna newalę.
ţevreţ ű nenaskirî, mîna ava bi herî.
Kî dikare tevhev be, ű zelalbűnę
Bi kar bîne da hędî- hędî ronî bibe
Ű biçirisîne ?
Kî dikare aram ű hęmin be, ű xwestekeke
Asę ű xurt bi kar bîne bo serkeftineke dawî
Pęk bîne?
Yę dide ser vę riyę dil nabijîne
Bicihanînę.
Bi hűrî ji lewre ew dil nabijîne
Bicihanînę.
Ew belkî ţikestî ű westiyayî be
Lę dike bę vegereke zű li
Tiţtęn berę ko wî kirine.

Sadece oluşun yoluyla
bulunabilir olmayış.
Toplum; doğal akış durumundan
kaos gibi görünen şeye değiştiğinde,
üstün insanın içsel dünyası
düzenli ve barış içinde kalır.
Durağan kalarak benliği bağlantısızdır.
Topluma geri dönüşünde yardımcı olur,
doğanın ve barışın yoluna doğru (gitmesine).
Anlayışın değeri açıkça görülebilir
kaos sona erdiğinde.
Tao ile bir olmak barış içinde olmaktır
ve onunla çatışma halinde olmak
kaosa ve bozulmaya götürür.
Tao’nun tutarlılığı bilindiğinde,
zihin onun değişim durumlarına açıktır.
Tao ile bir olduğundan, bilge kişi art niyet
taşımaz takipçilerine karşı.
Eğer insanların lideri olarak kabul edilirse
yüksek itibar görür.
Tüm hayatı boyunca, oluşta ve olmayışta
Tao onu korur.

16

17. İstisnai Liderlik

Valabűnę bibe ta radeya wę a dawî
Bera będengî ű aramî tekűz ű temam bin.
Hezaręn tiţtan bi hev re dixebitin
Di ţahiyeke műzîkane de.
Ji lewre ez li vegera wan temaţe dikim.
Hemű tiţt gulan vedidin ű her yek vedigere
Qűrm ű koka xwe.
Vegera kokę
Nave wę będengî ű aramî ye.
Aramî navę wę vegera jiyînę ye.
Vegera jiyînę nave wę xurtî ye.
Naskirina vę xurtiyę navę wę
Ronahîbűyin e.
Dan ű stendina bi zordarî bę
Naskirina tiţtę asę ű xurt ű rast
Tije tade ű ziyan e.
Naskirina asęyiyę ű rastiyę eręyî ye,
ű ev jî orte ű bępartîtî ye.
Nepartîtî ţahinţahî ye.
Ţahinţahî ezman e.
Ezman Tao e
Tao nemir e
Herheyî ye.
Tu bę laţ dimînî,
Lębelę tu namirî.

Sadece en iyinin var olduğunu,
ondan sonra gelenin görülerek methedildiğini
ve bir sonrakinin hakir görüldüğünü ve ondan
korkulduğunu bilerek
insan, sonsuz olanı kavrayamaz.
Bilge, başkalarının onun kriterlerini
kendilerininmiş gibi kullanmasını beklemez.
Yönlendirilenler, ancak bilge liderin varlığını bilir.
O, gereksiz söz söylemeden hareket eder,
öyle ki insanlar,
“kendiliğinden oldu.” der.

17

18. Ahlakın Çürümesi

Ji destpęka demęn kevnar ű bi vir de
Wan ew nas kir ű ew kirin ya xwe.
Nifţę bi dű wan de ję hez kirin
Ű ew pesin dan.
Nifţę dî ję bi tirs bűn.
Ű yę dî rihęn wan ję diçű.
Heke tu ne rastgo bî ti kes ji
Te bawer nake.
Çiqasî ew bi gotinęn xwe yęn biha re
Haydar e!
Dema gotinęn wę tekűz dibin
Ű karę wę xelas dibe,
Her kes dibęje:` me ew kar kir!´

Tao’nun yolu unutulduğunda,
iyiliğin ve ahlakın öğretilmesi gerekir.
İnsanlar bilgelik ve iyilik taslamayı öğrenir.
Halk baskı altında olduğunda
sadık rahiplerin sıkça görülmesi gibi;
ebeveynlere hürmet ve sadakat,
ancak çekişme ve sürtüşme sonrası
insanların yaşamında sıkça ortaya çıkar.

18

19. Doğallığa Geri Dönüş

Dema Tao a mezin tinne bibe
Wę jen ű dadmandî bęn holę.
Dema ţehrezayî belav bibe ű kifţ bibe
Wę tep ű rîpęn mezin çębibin.
Dema hersî tękiliyęn mezin ne li
Gor hev bin
Wę kirina bi a dę ű bav ű dilovanî ű
Dilpęţewitîn li wir bin.
Dema welat di serobiniyę de be
Minsterę dilsoz wę derkevin pęţ.

Kişinin sadece kendi hayatını yaşaması,
potansiyelini fark etmesi,
kutsanmayı arzulamaktan
daha iyidir.
Evlada yakışan hürmet ve sevgiyle yaşayan kişinin,
ahlaki eğitime ihtiyacı yoktur.
Kurnazlık ve çıkar terk edildiği zaman,
hırsızlık ve sahtekarlık ortadan kalkacaktır;
fakat ahlak ve nezaket ve hatta hikmet
kendi içlerinde yetersizdir.
Çok daha iyidir basitliğini görmek
ham ipeğin güzelliğinin ve
işlenmemiş taşın.
Kişinin kendisiyle bir olmasından
ve kardeşiyle bir olmasından.
çok daha iyidir;
kişinin Tao ile bir olması,
bensizliğini geliştirmesi,
arzularını bastırması,
isteği kaldırması
merhametli olmaktan!

19

20. Sıradan İnsandan

Dev ji `pîroziyę´ berde ű bera
`zanayiyę´ de ű wę merov
Sed ji sedî nirx ű fędę werbigirn.
Dev ji `hezkirina kesęn din´berde
Ű bera `dadmendiyę´de ű dę merov
Bi ya dę ű bavan dîsa bikin ű dilovan bibin.
Xwe ji ţehrezayiyę xelas ke ű fędę
Biqewirîne, ű dę diz ű rębir nemînin.
Ew hersiyęn jor gotin tenę ne,
Ew kęm in ű tęr nakin.
Ji lewre divę tiţtekî dî hebe ko wan
Di xwe de bihewîne.
Ę kokane ű bingehî bibîne ű
Li awayę necudabűyî miqate be.
Jixweheziyę kęm bike ű daxwazan
Hindik bike.

Farklı Olmak
Bilge kişi sıkça kıskanılır;
çünkü diğerleri bilmez
her
ne kadar Tao tarafından
besleniyor olsa da onlar
gibi o da ölümlüdür.
Bilgeliği arayan kişiye
öğüt güzelce verilmiştir:
Akademik yolları
bırakması
ve çabalamaya son
vermesi.
Bundan sonra
öğrenecektir evet ve
hayırın sadece idrak ile
farklılaştığını.
Bilge kişinin
avantajınadır
diğerlerinin
korktuklarından
korkmaması; fakat
diğerlerinin avantajınadır
ziyafetten kam almak
ya da yürüyüşe gitmek,
engellerden kurtulup
baharın yüksek
bahçelerinin arasında.
Bilge kişi bir bulut gibi
sürüklenir, belirli bir yeri
olmadan.
Yeni doğmuş bir bebeğin
gülümsemeden öncesi
gibi, iletişimi aramaz.
Gereksindiklerinden
fazlasına sahip
olanların gözlerinde,
bilge kişinin hiçbir şeyi
yoktur ve o bir aptaldır,
sadece Tao’nun
doğduğu şeylere kıymet
verir.

20

20. Sıradan İnsandan

Xwe ji `hînbűnę´ xelas ke
Ű wę ti netebatî ű lez ű tirs nemîne.
Çiqa cudatî di navbera
`erę ´ ű `na´ de heye?
Çiqasî ji hevdu dűr in
`baţ´ ű `pîs´?
Bi ser de, tiţtę ko xelk ję dilbitirs in
Nayę ji bîr kirin.
Ez ţaţ ű belvbűyî me, yekcar li
Navenda xweţ nemame.
Her merov dilţa ű bi kęf in, mîna
Ko di ţahiya qurbaneke mezin de bin,
an hildikiţin ser ţanoya Biharę.
Ez bitenę dimînim, bę ko min xwe ta niha
Diyar kiribe.
An mîna zarokekî navpęçekî hîn nekeniyaye.
Westiyayî, mîna kesekî bęhęvî dibe
Ji hebűna xaniyekî ko vegeręyę.
Merov hemű zędetir kęf dikin
Ji ber min her tiţt li dű xwe hiţt.
Ez bi hiţęn kesęn din nezan im.
Wisa hiţgiran im!
Merovęn orte ű normal zelal in
Ű ronî ne, ez tenę ez tarî ű veţartî me.
Kesęn orte her tiţtî dizanin.
Ji min tenę re her tiţt nixumandî dixuye.
Wisa rast!
Mîna oqyanosę.
Li derdorę hildipeke ű pęl dide!
Wiha dixuye ko ti cih bo bęhnderxistinę nîne.
Her kes armanceke di serî de heye.
Ez tenę ez wisa nezan im mîn gundiyekî.
Ez tenę ji merovan cuda me.
Ez tenę ko dayik min bi xwarin dike
Dilţa me.

Farklı Olmak
Bilge kişi çoğu zaman
kıskanılır; çünkü diğerleri
bilmez ki Tao tarafından
büyütüldüğü halde o da
onlar gibi ölümlüdür.
Bilgeliği arayanlara
verilen tavsiye,
nazari yolları bırakmaları
ve çabalamaya son
vermeleridir.
Ancak o zaman evet ve
hayırın ayrımlandıktan
sonra ayırdına varıldığını
öğrenirler.
Bilge kişinin
menfaatinedir
diğerlerinin
korktuklarından
korkmaması;
ama diğerlerinin
menfaatinedir
ziyafetten zevk
alabilmeleri veya
yürüyüşe çıkabilmeleri,
bir mani olmadan,
taraçalanmış kırlarında
baharın.
Bilge kişi bulutlar gibi
sürüklenir, belli bir yeri
olmadan.
Daha gülümseye
başlamamış, yeni
doğmuş bir bebek gibi
kendini ifade etmeye
çalışmaz.
Gözlerinde
ihtiyacı olandan
fazlasına sahip olanların;
bilge kişi çulsuzdur ve bir
ahmaktır,
sadece Tao’nun
doğduğu şeye kıymet
Bilge kişi ikircikli gibi
görünebilir.
Ne parlak ne da açık
olduğundan ve
kendisine, bazen hem
anlayışsız ve zayıf,
kafası karışmış ve
utangaç görünür.
Gece içinde bir okyanus
gibi, durgun ve sessizdir;
ama bir kış rüzgârı kadar
nüfuz edicidir.
verir.
Bilge kişi muğlâktır.
Ne parlak ne de saf
olmadığı için ve
kendisine, bazen
hem donuk ve güçsüz,
hem de aklı karışmış ve
utangaç gözükür.
Geceleyin okyanus gibi,
huzurlu ve dingindir;
ama aynı anda kış
rüzgârı gibi yakıcıdır.

21

21. Tao’nun Özünü Bulmak

Awayę qenciya mezin tiţtek e
Tenę Tao dikare bide dű.
Tao mîna ´tiţtekî` hew nexuyayî ye
Ű tarîtî ye.
Çawa nexuyayî !çawa tarîtî ! Tę de awe
Heye.
Çawa nexuyayî !çawa tarîtî ! Tę de
Tiţt hene.
Çawa kűr ! çawa ţevreţ ! tę de
Navk ű cewher heye.
Navk wisa rast e- a tę de
Bawerî ye.
Ji aniha ta sedsalęn kevnar ű entîke,
navę wę dev ję bernedaye, wisa
em dikarin li hemű kokan ű çavkaniyan hűr bibin.
Çawa awayę hemű çavkaniyan ű kokan
Dizanim?
Bi riya wę.

En büyük erdem Tao’yu izlemektir;
Nasıl da başarır hesapsız, kitapsız!
Tao’nun özü karanlık ve gizemlidir,
ne görüntüsü ne biçimi vardır.
Yine de varolmayışından
bulunur görüntü ve biçim.
Tao’nun özü derin ve dipsizdir,
yine de bilmeye çalışmamakla bilinebilir belki.

22

22. Bütünlüğü Korumak İçin Boyun Eğmek

Ę tekűz nebűye wę tekűz bibe.
Ę xwar dę rast bibe.
Ę vala dę bę dagirtin.
Ę kevin wę bę nű kirin.
Bi hindikan re bicihanîn heye
Bi pirrbűnę re tevhevî ű ţaţtî heye.
Ji lewre hiţmendî bi tiţtekî tenę digire
Ű dibe niműne ű modęl ji heműyan re.
Ew xwe nayine pęţ, ű
Ji lewre eţkere ye.
Bi zor xwe nade çesipandin, ű
Ji lewre tę çesipandin ű dibe xwedî maf.
Xwe paye nake ű ji lewre bi qedir e.
Berxwedan ű ţer nake ű ji lewre
Serkeftî ye..
Ű eyn bi xwe ji ber ew bi ti kesî re
Nakeve berberî ű dijatiyę, ti kes
Nikare li himberî wę bisekine ű dijatiya wę
Bike.
Çawa emę karibin li gotina kevnaran,
´ę tekűz nebűye wę tekűz bibe´ mîna ko ew
gotineke vala be binerin?
Bi tekűzkirinę ű temamkirinę bawer
bike ű vegere wę.

Boyun eğ ve bütünlüğü koru.
Eğilmek dik olmaktır;
boş olmaksa dolu.
Az şeyi olanların kazanacak çok şeyi vardır;
ancak çok şeyi olanlar
mal mülk yüzünden yanılabilirler.
Bilge her şeyi içine alanı kucaklar.
Kendinin farkında değildir, bu yüzden de parlar.
Kendini savunmayarak ayrıcalık kazanır.
Şöhret peşinde koşmayarak ikrar görür.
Yanlış iddialarda bulunmadığından tereddüt etmez.
Kavgacı olmadığından kimseyle arası bozulmaz.
Bu yüzdendir ki eskilerin bilgeleri şunu demiştir:
“Boyun eğ ve bütünlüğü koru;
yekpare ol, her şey sana gelecektir.”

23

23. Değiştirilemeyeni Kabullenmek

Heke hindik biaxivî ev jixweyî(xwezayî) ye.
Ji lewre bahoz tevaya sibehę ranabe
Ű barana ţirîn jî tevaya roję namîne.
Kî van tiţtan dike? Ezman ű
Erd.
Heke ezman ű erd nikaribin
Çębűneke bęrawestin bînin pę
Çawa merov dę karibin?
Ji lewre tiţtek heye ję re dibęjin
Kirinęn xwe li gor Tao ko bikî.
Heke tu li gor Tao bî
Tę bibe yek pę re.
Heke tu li gor qenciyę bî
Tę bibe yek pę re.
Heke tu li gor windakirinę bî
Tę bibe yek pę re.
Tao bi dilxweţî ligorbűnę hembęz dike
Qencî bi dilţadî li ligorbűnę dinere.
Windakirin jî bi dilkęfî ligorbűnę hembęz dike.
Heke tu nehęjayî bawerpękirinę bî, merov
Bi te bawer nakin.

Doğanın yolu az söylemektir.
Yüksek rüzgârlar sakinleşir
akışın yön değiştirmesiyle
ve ender olarak sürerler tüm sabah
ne de sağanak tüm gün devam eder.
Bu nedenle, konuşurken
ayrıca hatırlayın
sessiz ve sakin olmayı.
Doğal yolu takip eden kişi
her zaman Tao ile bir olan kişidir.
Faziletli olan kişi fazileti deneyimleyebilir;
fakat doğal yolu kaybeden kişi
kendini kolayca kaybedebilir.
Tao ile bir olan kişi
doğa ile bir olan kişidir
ve fazilet, faziletli olan kişi için vardır.
Değiştirilemeyeni kabullenmek
arzunun geçip gitmesine izin vermektir.
Başkalarına güven duymayan kişinin
kendisine de güvenilmemelidir.

24

24. Aşırılık

Heke li ser serętiliyan rawestî, tę ne xurt
di cihę xwe de bî
Herdu çîqęn te dűrî hev bin, tu nikarî bimeţî.
Ko tu xwe eţkere ű diyar bikî, tu dę neyę
Dîtin.
Heke tu xwe bi zor bidî pejirandin,
tu dę ronî nekî.
Heke tu xwe qure ű paye bikî, wę kes
Qedrę te megire.
Heke tu xwe bilind bikî, tę bę serkeftin bî.
Yęn li gor Tao dijîn wan wisa bi nav dikin.
Xwarina jibermayî ű kirinęn winda
Ű ti kes ji wan hez nake.
Ji lewre kesę Tao ę
Wilo nake.

Doğal sınırının ötesine
uzanan kişi,
sağlamca duramaz
yerin üstünde;
tıpkı
kaynaklarının ötesinde
bir hızla seyahat edenin
temposunu koruyamayacağı gibi.
Böbürlenen kişi
aydınlanmamıştır
ve kerameti kendinden menkul kişi
saygı görmez
değerli insanlardan;
böylece, hiçbir şey kazanmaz
ve itibarı lekelenir.
Çabalamak,
böbürlenmek ve tepeden bakmak
gereksiz özellikler olduğundan
bilge kişi bunları aşırılıklar olarak görür
ve onlara ihtiyaç duymaz.

25

25. Tao’nun Yaratıcı Prensibi

Tiţtek heye ko di tevheviya xwe de
Pęrfękt e
Ya ko berî ezman ű erdę ji dayik bűye.
Wiha będeng ű bitenę!
Xwe dadimezirîne bę nűkirin
Bi awakî gerdűnî dixebite bę kęmasî.
Em dikarin wę mîna dayika her tiţtî
Bibînin.
Ez navę wę nizanim.
Ji lewre, heke zor li min hat bo wę bi nav bikim,
Dę bi ´Tao´ bang bikęmę.
Ko bi zor divę ez beţę wę bibęjim, ezę bibęjim
`mezin´ e.
Mezinahî bęsînorbűnę ű nediyarbűnę dide.
Neeţkerebűn ű bęsînorbűn çűna-dűr dide.
Çűna- dűr vegerę dide.
Ji lewre, Tao mezin e, ezman mezin e,
erd mezin e
Ű merov jî mezin e.
Merov didin dű erdę.
Erd dide dű ezman
Ezman dide dű Tao
Tao dide dű riya çawabűna tiţtan.

Yaratıcı prensip birleştirir
iç ve dış dünyaları.
Zamana ya da mekâna bağlı değildir,
her zaman durağan; fakat hareket halindedir.
Bu sebeple tüm şeyleri yaratır
ve bu yüzden
“yaratıcı ve tam” olarak isimlendirilir;
hareketi ve akışı sonsuzluğa uzanır.
Tao’yu büyük olarak tanımlarız;
evreni büyük olarak tanımlarız;
doğayı da büyük olarak tanımlarız
ve insanın kendi de büyüktür.
İnsanın yasaları doğa yasalarını izlemelidir,
doğanın, Tao’yu izleyen
evrensel yasayı takip ederken
fizik yasalarını oluşturması gibi.

26

26. Orta Noktada Olmak (Dengeyi Bulmak)

Giranbűn rehę sivikbűnę ye.
Aramî ű hęmenî serdestę netebatbűnę ne.
Ji lewre hiţmend tevaya roję digere
Bę ko barę xwe ę giran deyne.
Bi ser ko belkî pirr dîmen ű tiţt hebin
Bo li wan binere
Lę di ber wan re bi sivikayî dibihure.
Ko ev wisa be
Çawa dę serdestę dewleteke mezin
Hayjixwe be ű ţehreza be
Ko wî xelk ji bîra kirin ű guh li wan nekir?
Ko bi sivikayî here wan, tu dę qurmęn xwe
Winda bikî.
Ko ne giran ű xurt bî, tu dę serdestiya xwe
Ji dest bixî.

Doğal yol bilge kişinin yoludur.
İkamet ederken hizmet etmek,
kendi içinde derinlerde merkezini bulmaktır,
evde ya da seyahat halindeyken.
Uzaklara seyahat etse bile
o, ayrı değildir
kendi gerçek doğasından.
Doğal güzelliğin farkındalığını korurken
o hala kendi amacını unutmaz.
Büyük bir malikânede ikamet ediyor olsa bile,
basitlik onun rehberi olarak kalır;
tamamen farkında olduğundan, onu kaybederse
köklerinin de yok olacağından.
Bu suretle rahatsız değildir
doğal yolu kaybetmemek için.
Benzeri şekilde insanların lideri de
rolünde ciddiyetsiz ne de rahatsız değildir,
çünkü bunlar kaybına sebep olur
liderliğin köklerinin.

27

27. Tao’yu İzlemek

Ręwiyekî jęhatî ti ţopan li dű xwe nahęle
Gotareke baţ ji dîtina ţaţtiyan ű kęmaniyan li cem
kesęn din vala ye.
Jimęrkarekî zîrek ne pędiviyî jimęrer e.
Deriyekî baţ-girtî dę girtî bimîne bę ko kes pę bigire.
Ţidandin ű asękirina baţ dę bimîne bę
Ko bę giręk kirin jî.
Bi vî ţęweyî ű islűbî hiţmendî
Xelkę bi zîrekî hîn dike
Ji lewre jî ew kesekî ji hînkirina xwe
Ji bîr nake ű bi dűr naxe.
Herdem ew hoste ye di alîkirina bi tiţtan re
Ji lewre ew ti tiţtî navęje.
Ev navę wę ´bicihanîna ronahiyę´ ye.
Loma jî, ęn baţ mamostęn yęn
Ne-wisa- baţ in.
Ű kesęn ne-wisa- baţ berpirsyariya
Ęn baţ in.
Heke tu mamostę xwe hęja nenirxînî
An ji ţagirtęn xwe hez nekî:
li gel tu zîrek ű ţehreza bî jî,
tu bi xwe bi qeysî libęn qűmę ţaţ î.
Ev navę wę kűrbűn ű hűrbűna kokane ye.

Bilge kişi doğal yolu izler,
kendisinden gerekli olanı (bekleneni) yaparak.
Tecrübeli bir iz sürücü gibi
hiçbir iz bırakmaz.
İyi bir hatip gibi, konuşması akıcıdır;
hata yapmaz, böylece çeteleye ihtiyaç duymaz.
Kilide ihtiyaç duymayan iyi bir kapı gibi,
kendisinden gerektiğinde açıktır.
ve diğer zamanlarda kapalı;
İyi bir bağ gibi, güvenilirdir,
sınırlara ihtiyaç duymadan.
Faziletin örnekten büyüyeceğini bilerek,
(ki) bu bilge kişinin öğretim yoludur,
durup dinleyen hiç kimseyi geri çevirmez.
Böylece, bilge kişinin tecrübesinden,
herkes öğrenebilir ve yarar sağlayabilir.
Öğretmen ve öğrenci arasında karşılıklı doğal bir
saygı vardır,
zira, saygı olmadan, karışıklık olur.

28

28. Bütünlüğü Unutmamak

Nęrtiyę binase, riya xwe ber bi mętiyę ve
Bibe
Bera tu newalek bî ji her kesî re.
Heke tu buyî newalek ji her kesî re
Tu herdem di qenciyan de yî
Bę ketin ű ţemitandin
Ű vedigerî zarokbűnę.
Sipî binase, riya xwe bi aliyę reţ ve
Here
Bibe modęl ű idyal ji her kesî re.
Ko buyî idyal ű modęl ji her kesî re
Tu dę di qenciyan de bî ű bę ţaţtî bî
Tu dę vegerî bęsînorbűnę ű ti tixűb wę
Ji te re nîn bin.
Payebűn ű navdariyę binase lę
Riya xwe bi aliyę xwebiçűkdîtinę ve hilkiţe
Bibe newal ji her kesî re.
Dema ko kok ű rehęn te di qenciyę de
Erd girtin ű kamil bűn
Tu dę vegerî awe ű heyina
`perçę nejękirî´
Perçe jębűye ű bűye pirr pęker(edat)
Hiţmendî pękeran bo bicihanîna rolan
Bi kar tîne.
Ji lewre terziyę mezin ti carî jęnake.

Yaratıcılığı geliştirirken,
algılamayı da besleyin.
Bir çocuğunkine benzer zihni unutmayın,
su gibi akan.
Herhangi bir şeyi dikkate alırken,
karşıtını kaybetmeyin.
Sonluyu düşünürken,
sonsuzluğu unutmayın.
Onurlu davranın; ama alçakgönüllülüğü koruyun.
Tao’nun yoluna uygun davranarak
başkaları için bir örnek olun.
Bütünlüğünü koruyarak
iç ve dış dünyaların,
gerçek kişilik sürdürülebilir
ve iç dünya verimli hale getirilir.

29

29. Eylemsizlik

Heke tu bixwazî cîhanę
Ji xwe re bistînî ű bibî biręvebir ű
Serokę wę
Ez dikarim bibînim ko tu bi ser nakevî
Ű tu dę bę serfirazî bî.
Cîhan firaxeke ji can ű giyan e, nayę
Bin dest xistin ű kontrol kirin.
Lîsker ű guher tiţtan gemar ű tevhev dikin.
Ű yęn dixwazin dest deyinin ser wan ű ji xwe re bibin
Ew winda dikin. Ji lewre:
Carna tu ręber î
Carna tu dadűyer î
Carna tu bęhnteng î
Carna tu bęhnfireh î
Carna tu xurt î
Carna tu qels î
Carna tu diţkînî
Cana tu tę ţkenandin.
Ji lewre, hiţmendî ji zędebűnę baz dide
Ji xwestin ű daxwazęn zęde direve
Ji payebűn ű pozhildayiyę bi dűr dikeve.

Dış dünya narindir,
onun doğallığına burnunu sokan
kendine zarar vermeyi göze alır.
Onu yakalamaya çalışan
böylece yitiriverir.
Her şey değişir, doğaldır;
bazen zamanından ileri, bazen de geri olmaktan.
Zamanlar vardır nefes almanın bile
zor olabildiği.
Ne var ki doğal olan kolaydır.
Kişi kimi zaman güçlü,
kimi zaman zayıftır,
kimi zaman hasta,
kimi zaman birinci,
bazen de takipçi.
Bilge uğraşmaz
dünyayı zorbalıkla değiştirmeye,
zira bilir ki zorbalığın sonucu yine zorbalıktır.
Uçlardan ve aşırılıklardan uzak durur;
ama tuzu kuru da olmaz.

30

30. Şiddete Karşı Bir İhtar

Heke tu Tao mîna pirinsîpekî bo
Biręvebirina xelkę bixebitînî
Tu dę bi hęza leţkerî zordariyę li wan mekî.
Tiţtę li dor digere li dor vedigere.
Cihę ko serokleţker lę daniye
Strî ű daręn striyan lę mezn dibin.
Di ţiyarbűna leţkeriyeke mezin de
Saline pirr ji birçîbűnę ű xela tęn pę.
Heke tu tiţtę dikî zanibî
Tu dę tiţtę pęwîst bikî ű
Li wir bisekinî.
Bibe serî lę pozbilindiyę meke
Bibe serî bę tu diyar bikî
Bibe serî lę bę payeyî
Bibe serî lę bę hilkirin
Bibe serî lę bę zordarî.
Dema tiţt ţaxan ű kulîlkan didin
Piţtre diçilmisin.
Ev navę wę ne-Tao e
Tiţtę ne-Tao e kurt-jîn e.

Tao’nun yolunda rehberlik ederken,
kuvvet kullanımından nefret et.
Bu, direnişe ve kuvvet kaybına yol açtığından,
Tao’nun iyi takip edilmediğini gösterir.
Sonuçlara ulaş; fakat şiddet yoluyla değil,
hem doğal yola aykırı olduğu
ve hem diğerlerine hem de kişinin benliğine zarar
verdiğinden.
Büyük bir savaşın canlanışında hasat yok edilir
ve bir ordunun uyanışında tarlalarda yabani otlar
büyür.
Bilge lider sonuçlara ulaşır;
ama onlarla şan kazanmaz;
zaferleri ile gururlanmaz
ve onlarla böbürlenmez.
Bilir ki böbürlenmek doğal yol değildir
ve bilir ki yola karşı giden kişi,
çabalarında başarısız olacaktır.

31

31. Barışı Sürdürmek

Silehęn tűj aletin deyűz in.
Herkes rihę wî ji wan dire.
Ji lewre zilamę Tao bi wan re
Ne rihet e.
Di îţęn hindirî yęn ciwamęran de
Çep cihę rűmet ű naműsę ye.
Di îţęn leţkerî de rast cihę
Naműsę ye.
Ji ber çek ű sileh aletin deyűz in,
loma ew ne alav ű aletęn ciwamęran in
Wisa ew wan bękęf bi kar tînin
Ű pętir ji sadebűn ű hesaniyę hez dikin.
Zorbirin ű serkeftin yekcar ne ţęrîn e.
Ew kesęn zorbirin ű serkeftin bi wan ţęrîn e
Ew bi xwe ne yęn bi kuţtinę dilxweţ dibin.
Ko tu bi kuţtinę kęfxweţ dibî
Tu nikarî baweriya xelkę bi xwe bînî.
Kirinęn rűmetdar ű hęja cihę
Qedirgirtina wan li çepę ye.
Kirinęn pîs ű ţűm cihę qedirgirtina wan
Li rastę ye.
Lutinantę komandar li çepę radiweste.
Serokę komandaran li
Rastę.
Ű ew diaxivin, terqînęn miriyan yęn payedar
Bo binaxkirina xelkę bi kar tînin.
Xelkęn sade ű hesan, ew ęn mirî tev
Ji wan in
Bi ţewatî dilorînin ű dinalin
Yęn serkeftî wan bi binaxkirineke
Payedar vediţęrin.

Savaş silahları korkunun araçlarıdır
ve Tao’yu takip edenler tarafından tiksinilirler.
Doğal yolu takip eden bir lider,
onlara katlanmaz.
Savaşçı kral sağına doğru eğilir,
generallerinin nasihatlerinin geldiği yöne.
Fakat barışçı kral soluna bakar,
barış zamanı danışmanının oturduğu yere.
Ne zaman baksa sola, barış zamanıdır
ve sağa, üzüntü zamanı.
Savaş silahları korkunun araçlarıdır
ve tercih edilmezler,
onları sadece başka bir seçenek olmadığında
kullanan bilge kişiler tarafından.
Barış ve huzurun kalplerine aziz olduğu,
ve zaferin onlara sevinç getirmediği.
Zaferde sevinmek öldürmekten zevk almaktır.
Öldürmekten zevk almak öze sahip olmamaktır.
Savaşı yönetmek bir cenazeyi yönetmek gibidir.
İnsanlar öldürüldüğünde, bu bir matem zamanıdır.
İşte bu nedenden zafer kazanılan bir savaş bile
sevinç duymadan incelenmelidir.

32

32. Eğer Tao Gözlenebilseydi

Tao tim bęnav e.
Ű heke xortik biçűk be jî
Ti kes nikare wî tęxe bin destę xwe.
Heke biręvebir bikaribin van pirinsîpan
Bi laţ bikin
Dę tiţtęn hezar ji ber xwe ve
Bi dű wan din.
Ezman ű erd dę tękevin lihevbűnekę
Pęrfękt
Ű wę xunaveke ţęrîn bibarînin.
Xelk, nikarin pę re li gor wę bidin ű bistînin
Guhertinan ű lihevanînan çedikin ;
Ű wisa destpęka perçebűna navan tę pę.
Ji lewre ji berę de pirr ű tęr nav hene
Divę tu bizanî li kű rawestî.
Nas bikî li kű bisekinî, tę zehmetiyan
Ű tirsę dűrî xwe bixî.
Tao di cîhanę de dijî
Mîna av ű kaniyęn newalę ye bi aliyę
Robar ű deryayan de diherike.

Tao sonsuzdur; ama şöhretli değildir.
İşlenmemiş bir taş gibi, kıymeti küçük görülür,
insan için değeri tüm ölçülerin ötesinde olduğu
halde.
Tanımlanabilir olsaydı, kullanılabilirdi.
Anlaşmazlıkları ve Tao’nun yolunu
öğretmek gereksinimini ortadan kaldırmak için;
tüm insanlar Tao’nun barışını kabul eder.
Tatlı çiğ dünyayı beslemek için inerdi,
Tao bölündüğünde.
O zaman ihtiyaç vardır isimlere;
çünkü oyulmuş taş gibi
parçaları artık görünür olurdu.
Zamanında durdurarak
eziyet etmeyi ve çatışmayı
didişme boşa çıkarılır ve tehlikeden kaçınılır.
İnsanlar bundan sonra Tao’nun bilgeliğini arar,
tıpkı tüm nehirlerin büyük denize dökülmesi gibi.

33

33. Güç Olmadan: Yok Olmadan

Heke tu kesęn din fam bikî
Tu ţehreza yî.
Heke tu xwe fam bikî
Tu ronakbűyî yî.
Heke tu bi ser kesęn din bikevî
Tu bi hęz î.
Heke tu zora xwe bibî
Tu xurt î
Heke tu zanibî çawa razî bî
Tu dewlemend î.
Heke te bi liv ű germî kire, viyana
Te heye.
Heke tu armanc ű xwestekęn xwe winda
Nekî tę dűdiręj bimînî.
Heke tu bimirî bę windakirin, tu abadîn
Ű herheyî yî.

Bilgi genellikle
başkalarını bilmenin sonucudur;
fakat uyanmış insan,
işlenmemiş taşı görmüştür.
Diğerleri güç ile ustalaşmış olabilir;
ancak kişinin kendi benliğinde ustalaşması
Tao’yu gerektirir.
Birçok maddi şeyi olan kişi,
zengin olarak tanımlanabilir;
ama sahip olduklarının yeterli olduğunu bilen kişi
ve Tao ile birlikte olan,
maddi şeylere yeterince sahip olmuş olabilir
ve ayrıca kendi özüne de sahiptir.
İradenin gücü sebat getirebilir;
ama dayanmak için sükûnete sahip olmak
tüm günler için korunmadır.
Fikirleri dünyada kalan kişi
tüm zamanlar için mevcuttur.

34

34. Çabalamadan

Tao mîna çemekî mezin î lehîhatî ye.
Çawa dę bi aliyę çepę an rastę de bę zîvirandin?
Hezaręn tiţtan pę dijîn bę hayę wan ję hebe.
Ew tiţtan pęrfękt dike ű kamil dike lę
Nayę gotin ko ew wan dijîne.
Hemű tiţtan bi kiras ű cil ű xwarin dike
Bę mîrîtiya wan bike.
Ew herdem będaxwaz e, wisa em nave wę dikin
`ya biçűk. ´
Tiţtęn hezar lę vedigerin ű dawa
Mîrîtiyę li wan nake
Ev navę wę`mezinahî.´ ye
Ta dawiyę, li xwe mîna ko ew mezin e
Nanere.
Ji lewre ew mezinahiya xwe bi cih tîne
Ű dibe serî.

İstisnasız tüm şeyler,
doğal yola uygun davranmalıdır,
kendi amacını sessizce
ve hak iddia etmeden gerçekleyen.
Doğal düzenin bir tezahürü olmak,
herhangi bir şeyin yöneticisi olmak değildir;
fakat onlara yaşam verenin “kaynağı” kalmaktır.
Görülemez; bir amacı yoktur;
fakat tüm doğal şeyler onun varlığına güvenir.
Tüm şeyler ona döndüğünde,
o onları köleleştirmez.
Öyle görülmezdir ki büyüklüğü galip gelir.
Kendine Tao’yu model alan,
bilge olan kişi, çabalamaz;
fakat başardığı ile yetinir.

35

35. İyiliksever Ev Sahibi

Xwegirtina bi Awayę Mezin
Hemű tiţt diqedin ű dűr dirin.
Dűr dirin ű diqedin bę tade li wan bę,
di Aţtiya Mezin de bi cih dibin.
Ji bo xwarin ű műzîkę ye
Ko ręwiyęn derbasbűyî disekinin.
Dema Tao di pencereya xwe de
Xuya dibe
Ew wisa hűr e, ti tam ję re nîne.
Lę binere, nikarî wę bibînî.
Lę gudarî bike, dengę wę nayę te
Wę bi kar bîne
Tu nikarî wę biwestînî

Bilge kişi Tao ile birlikte davranır,
barışın burada bulunduğunu bildiğinden.
Aranıyor olması da bu sebepledir.
Konuklar, iyiliksever ev sahibi tarafından sağlanan
iyi müzik ve yemeğin tadını çıkarırken
Tao’nun tanımı şekilsizmiş gibi görünür,
duyulamaz ve görülemez olduğundan.
Ancak ne zaman ki yemek ve müzik sona erer,
Tao’nun tadı baki kalmaya devam eder.

36

36. Üstesinden Gelmek

Tiţtę ko wę bę hev
Divę pęţî hatibe vezilandin.
Tiţtę wę bę lawaz kirin
Pęţî divę hatibe xurt kirin
Tiţtę wę bę hilweţandin ű xistin
Pęţî divę hatibe bilind kirin.
Tiţtę ko wę bę stendin
Divę pęţî hatibe dan.
Ev navę wę`ronahîkirina hűr.´e
Tiţtę cirxweţ ű nerm zora yę
Hiţk ű çavsor ű bęhnteng dibe
Masî nikare dev ji avę berde.
Çek ű silehęn welęt yęn dijwar
Nabe pęţ xelkęn wî bęn kirin.

Büyüyen şeyler aynı zamanda küçülebilir;
güçlü olan, bir gün güçsüzleşir;
yüreği kabaran, sonra kederlenir
ve her insanın vermeye olduğu kadar,
almaya da ihtiyacı vardır.
Bu, Tao’nun yöntemidir.
En büyük balık gölün dibinde yaşar
ve bir ülkenin en iyi silahları
kuytuda kilitli tutulmalıdır.
Uysal ve nazik olan,
sert ve güçlünün üstesinden gelebilir.

37

37. Liderliğin Uygulanması

Tao herdem `ne- kirine´
Bi ser ko tiţt niye ko ew nake.
Ko yę biręvebir bikaribe wę
Bi laţ bike ű bi cih bîne
Her tiţt dę bi awakî xwezayî
Bę guhertin.
Heke hatin guhertin, dę bivęn ko bikin.
Wisa divę ez wan girębidim, vî bęnavî
`qurmę perçak`(hiţę kokane) bi kar bînim
Bi riya bikaranîna vî bęnavî (qurmę perçak)
Dę ew bibin bę daxwaz.
Będaxwaz, wę bitebitin ű aram bin
Hertiţt- li bin- ezman bi ţęweyekî xwezayî
li cihę xwe ye.

Doğanın yolu planlı değildir,
buna rağmen gereken hiçbir şey
yapılmadan bırakılmaz.
Doğayı izlemekte olan, bilge lider bunu bilir
ve arzuyu nesnellikle değiştirir.
Böylece, aksi halde harcanacak olan bu
boşa harcanmamış enerjiyi korur.
Bilge lider bilir ki
eylemleri
zorlama enerji kullanılmadan olmalıdır.
O bilir ki fazlası
hala gerekmektedir;
zira ayrıca bilir ki
bir maksada sahip olmaksızın
planlı bir amacı olmadan
hareket etmelidir.
Bir amaca yönelmeden hareket etmek,
kendini bir yöne zorlamadan hareket etmektir.
Doğanın yaptığı da
Tao’nun yolu da budur.
nb: Bu bölümün İngilizcesinde geçen contrive
kelimesini bazen plan bazen de zorlama anlamında
kullandım ve o şekilde çevirdim. Aslında “önceden
planlanarak yapılan hareketlerin sonucu” anlamına
geliyor.
Bu bölüm için ayrıca (bkz: wu wei)

38

38. Ululuğa İlişkin

Qenciya rast ne exlaqî ű moralî ye
Ji lewre bi nirx ű qîmet e.
Qenciya nekűr herdem xwe dike
Moral ű cilekî wę yę exlaqî heye
Ji lewre ti bihayę wę nîne.
Qenciya rast ‘nake’
Ű ti mebesta wę nîne.
Qenciya sade ű nekűr ‘dike’
Ű tim mebest ű qesda wę heye.
Jen a rast ‘dike’
Lę ti qesd ű mebest ję re nîne.
Jîrîtiya rast `dike´ ű heke tu bersivę nedî
Dę zendikęn gumlekęn xwe bikiţînin
Ű çavsoriyan li te bikin.
Ji lewre, dema Tao nemîne qencî
Heye
Dema qencî winda bibe jen heye
Dema jen nemîne dadmendî heye
Ű dema dadmendî nemîne adet
Ű jiberxwefedîkirin ű layiqî heye.
Aniha `layiqî` rűyę derve ye
Ji rastî ű dilsoziyę re
Ű destpęka tevlhevî ű nexweţiyę ye .
Loma hoste di bingehiyan de dijî
Ű ne di nekűriyan de
Di fękiyan de bęhna xwe derdixe
Ne di kulîlkan de

Gerçekten iyi bir insan
yaptığı iyiliklerden bihaberdir.
Bir budalaysa, tam tersine,
sürekli iyi olmaya çabalamalıdır.
İyi bir insan az şey veya hiçbir şey
yapmıyor gibi görülür;
ama gene de hiçbir şeyi yapılmamış
bırakmaz.
Budala her zaman gayret eder,
gene de çoğu şeyi yarım bırakır.
Gerçekten bilge ve alçakgönüllü olan
yapılacak iş bırakmaz;
ancak kendi ülkesinin kanunlarına göre hareket
ederek işleri yarım bırakabilir.
Bir işi halletmek isteyen terbiyeci
kollarını sıvar ve şiddet uygular.
Bilinen yoldan sapıldığında iyilik baki kalabilir
ve iyilik unutulduğunda nezaket hala var olabilir.
Öyle olur ki insanlar birbirine nazik
davranmadığı halde adalet hala yaşar,
kaybolsa bile adetleri kalır.
Bununla birlikte, adet bir dogma olarak
yerine getirilebilir ve bir
karışıklığın, hatta bir kehanetin başlangıcı
olabilir ve
bunlar Tao’nun çiçekli tuzakları
ve büyük bir akılsızlığın başlangıcıdır.
Gerçekten ulu olan yüzeyde değil,
onun altında yatanda yaşar.
Derler ki ilgisi çiçekten çok meyveyedir.
Herkes aradığının ne olabileceğine karar
vermelidir,
yaz olgunluğuna daha önce ulaşan
çiçekli tuzak mı,
yoksa altındaki meyve mi?

39

39. Yeterlilik ve Dinginlik

Van di dema berę de giţtîtî
Bi cih anîn:
Ezman giţtîtî bi zelaliya xwe
Bi cih anî;
Erdę giţtîtî bi xurtiya xwe bi
Cih anî;
Giyan giţtîtî bi bilindî ű nediyariya
Xwe bi cih anî;
Newalę giţtîtî wextę tije dibe
Bi cih anî;
Tiţtęn bi hezaran giţtîtî di jiyanę de
Bi cih anîn;
Serokan giţtîtî bi rastbűna biręvebirina
Xelkę bi cih anîn.
Bi kirina wisa:
Ko ezman bę zelalî be dę perçe bibe;
Heke erd xurtî lę kęm bikeve dę bi dűr de
Bifire;
Heke giyan bę nediyarî ű bilindî be
Dę biweste ű bibetile;
Heke newal bę tijeyî be
Dę kęm bibe ű nemîne;
Heke hezaręn tiţtan bę jiyan man
Dę nebedî bibin.
Heke yę serok bę ciwamęrî ű payeyî be
Dę bikeve.
Ji lewre
Malmezintî ű rűmet xwebiçűk ű xwenizimkirin
Reh ű kokęn wę ne
Bilindî nizmî bingeha wę ye.
Ji lewre qiral navęn xwe dikin`
Yęn sęwî, yęn nizim, yęn nehęja.`
Ma ev ne bikaranîna nizmiyę mîna
Bingeh ű kokę ye? Ma ne wisa ye?
Bi vę riyę tu dikarî bandor ű ţopa herî
Mezin ű baţ pęk bînî bę ti bargiranî.
Bę hęvîkirina cewheręn bęhempa ű bęmînak
An pirrbűna libęn qűmę.

Tao adı verilen prensipten;
gökyüzü, yeryüzü ve yaratıcılık tektir.
Gökyüzü berrak, yeryüzü sağlamdır,
ve iç(sel) dünyanın ruhu tamdır.
Toprağın hükümdarı bütün olduğunda,
ülke de güçlüdür, canlı ve iyidir
ve insanlar yeterlidir
dünyevi ihtiyaçlarını karşılamakta.
Gündüz zamanı gökyüzü karanlık olduğunda
ve gece gibi kapandığında,
ülke ve onun insanları
muhakkak ki çok acı çekeceklerdir.
Dünyayı dolduran çiğin sağlamlığı
ona onun yaşamını verir;
iç(sel) dünyanın enerjisi
onun gücünün eksilmesini engeller;
onun doluluğu kurumasını engeller.
Tüm şeylerin gelişmesi
onların ölümünü engeller.
Liderin işleri
nüfusun refahını sağlamalıdır.
Bunun için denir ki
...“Alçakgönüllülük köküdür
...büyük asaletin;
...alçak, bir temel oluşturur
...büyük için
...ve prensler kendilerinin
...değerinin az olduğunu düşünürler.”
Bundan dolayı her biri tevazuya güvenir;
çok fazla başarı sahibi olmanın bir avantajı yoktur,
yeşim çanlar gibi yüksek sesler çıkarmayın,
ne de taş ziller gibi takırdamayın.

40

40. Varlık ile Yokluk

Veger liva Tao e.
Nermkirin karę wę ye.
Her tiţt di gerdűnę de ji habűnę
Çędibe.
Hebűn ji ne-hebűnę çędibe.

Doğanın işleyişi
döngüseldir ve geri dönüşlüdür.
Doğanın yolu teslimiyettir;
çünkü kendini teslim etmek “olmak” demektir.
Her nesne varlıktan gelir,
varlık ise yokluktan gelir.

41

41. Benzerlik ve Farklılık

Dema ţagirtęn hęja ű zanbilind bi Tao
Dibihîzin
Pirr xwe diwestînin da pę bikin ű bi kar bînin.
Dema ţagirtęn orte bi Toa
Dibihîzin
Carna pę digirin ű carn wę winda dikin.
Dema ţagirtęn nizim bi Tao dibihîzin
Hîr-hîra kenę wan e.
Lę pę ‘nekenîn’ bi xwe ne gelekî
Bes e da navę Tao lę bibe, ji lewre
Hatiye gotin:
Tao a birűskdar tarî dixuye
Pęţketina di Tao de mîna vegerę ye.
Man ű sekna di Tao de hiţk ű zehmet dixuye.
Qenciya rast mîna newalę ye.
Paqijî kęm dixuye.
Qenciyęn berfireh nebes dixuyin.
Qenciyęn kokxurt xapîner dixuyin.
Rűyę rastiyę dixuye ko tę guhertin.
Jęhatbűn ű karîbűna mezin pirr wext dixwe
Bo temam ű pęrfękt bibe.
Dengę mezin ű xurt zehmet e bę guhdarî kirin.
Awayę mezin bę ţęw ű awe ye.
Tao veţartî ye ű bęnav e.
Ji ber wisa bixwe ye ko Tao baţ e
Bo pęţxistinę ű pęrfęktkirinę.

Tao’yu dinlemede,
arif olan öğrencinin işi çalışkanlıktır;
vasat öğrenci hatırına geldikçe bu çalışkanlığa
katılır;
akılsızın ki ise bunlara gülmektir.
Ama aklımızdan çıkarmayalım ki
ani kahkahalar olmazsa,
o iş doğal olmaz.
O yüzden derler ki:
“An olur aydınlık bile göze karanlık görünür;
ilerleme göze gerileme görünür;
kolaylık göze zorluk görünür
ve değer de göze boş, yetersiz, güçsüz görünür;
an olur pak olan göze kirli görünür
ve hatta gerçek göze yalan görünür
ve karenin köşeleri varmış görünür;
büyük itibar fayda etmez olur,
en tiz nota işitilemez olur;
biçimli göze biçimsiz görünür
ve doğanın yolu insanın görüş alanından
çıkmış olur”.
İşte bu anlarda dahi,
her şeyin gereğinin yapılabileceğinden,
umudunu kesmez doğa.

42

42. Tao’nun Dönüşümleri

Tao yekę çędike, yek didwan
Çędike.
Dido sisyan çędikin ű
Sisę hemű tiţtan çędikin.
Her tiţt bi ya yin dikin ű yang hemęz dikin.
Inerciya xwe nerm dikin da dűzan ű lihevhatinę
Ű harmoniyę bi cî bînin.
Merov hez nakin ko li xwe mîna
‘sęwiyan’, ‘nizman’, ‘bęnirxan’
binerin
li gel ko ţah ű qiral van navan li xwe dikin.
Hin winda dikin lę bi ser de fędę dikin
Hin din fędę dikin lę bi ser de winda dikin.
Ziţtę ko xelkę hîn kiriye
Ez jî hîn dikim:
´yę xurt ű hęzdar cihę xwe yę mirinę
nabijęre.`
Ez li vî tiţtî dinerim mîna ew
Bavę hemî hînkirinę be.

Tao, adından önce de vardı
ki adından zıtları türeyip,
üç kısma ayrıldı
ve sonra da pek çok isme.
Bunlar birbiriyle kavuşurlar,
kendi içlerinde uyuşurlar
ve böylece bir olmakla
insanın iç dünyasını oluştururlar.
Hiç kimse başkasının gözüne
değersiz görünmek istemez.
Ancak bilge önder kendini öyle tarif eder;
çünkü bilir ki kişi yenilerek yenebilir
ve yenerek yenilebilir
ve bilir ki şiddet yanlısı kişi
asla eceliyle ölmez.

43

43. Tao’yla Bir Oluş

Tiţtę herî nerm di cîhanę de
Dę bi ser yę herî hiţk keve.
Tinne-bűn dikare derbas be cihę
Ko cih tę de nîne.
Ji lewre ez sűd ű fęda kirina negirędayî
Ű serbixwe
Dizanim.
Hînkirina bęgotin ű
Kirina serbixwe
Kęm tęn dîtin.

Sertin üstesinden ancak
ona boyun eğip sulha getirerek
yumuşak, gelir
içine hiçbir nesne girmeyen
boşluğun olmadığı yerlerde bile.
İşte bunlar ile anlaşılır
doğanın yolunun değeri.
Arif olan eksiksiz anlar
sözsüz öğretinin de olabileceğini
ve eylemlerin kendini geliştirmeyi
istemeden yapılması gerektiğini.

44

44. Yeterlilik

Kîjan bihatir ű hęjatir e, nav ű deng an jiyîna te?
Kîjan mezintir e, jiyana te an
Hebűna sermiyan ű tiţtan?
Kîjan pirrtir bi ęţ e, bidestxistin an windakirin?
Ji lewre em herdem bihayeke mezin
Ji bo hezkirirna zęde didin
Ű bi windakirineke kűr dięţin ji bo
Danhevek ű komkirineke bęhawe.
Heger tu nas bikî ko tiţtek bes e, dę
derdę xizaniyę mekţînî.
Ko zanibî li kű rawestî, wę ti ziyan
Ű tade li te meyę.
Ű tę dűr-diręj bimînî.

Kanaatkâr kişi bilir kendinin
şöhretten bile değerli olduğunu
ve böylelikle alçakgönüllü kalır.
Kendinden çok servetine
bağlı olan kişi ise
çok daha fazla zarar eder.
Durmasını bilen belki kaybeder;
ama selamette kalır.

45

45. Değişimler

Kemal ű pęrfęktbűna hęja kęm dixuye,
lę bę ţaţtî ű seqetî kar dike.
Tijebűna mezin ű hęja vala dixuye, lę
Bę west kar dike.
Rastbűna hęja xwar dixuye,
jîrbűna hęja qelafetgiran dixuye,
Zimanxweţbűna hęja lal dixuye.
Dilgermî zora sariyę dibe, hęmenî ű bęlivbűn
Zora germiyę.
Zelalbűn ű aramî ű tebat her tiţtî
Datînin cihę rast.

Geçmişe bakınca, kendi zamanında
kusursuz görünen başarılar
noksan ve bozuk görünebilir;
ama bu demek değildir ki o başarıların
faydası sürmedi.
Bir zaman dolu görünen
sonradan boş görünebilir
yine de henüz tükenmemiştir.
Bir defasında doğru görünen
bir dahakinde eğri görünebilir.
Zekâ, aptallık görünebilir;
güzel söz söyleyiş, patavatsızlık görünebilir.
Hareket soğuğu alt edebilir,
durağanlık da sıcağı;
ama hareketteki durağanlık
Tao’nun yoludur.

46

46. Arzuyu ve Hırsı Yumuşatmak

Dema Tao li cihekî belav dibe
Hesp hędî-hędî diçęrin
Ű erdę sergo dikin.
Dema Tao li cihekî tinne be
Hespęn ţer ű cengę li dervî bajęr tęn
Xwedî kirin.
Bűbelat ű katastrofęn xwezayane,
ne
Pîs ű kiręttir in ji nezanebűna ko
Tiţtek bes e.
Windakirin ne kiręttir e ji daxwaza hîn pirrtirî.
Ji lewre qenciya ji naskirina ko tiţtek bes e
Dertę
Qenciyek sermedî ű będawî ye

Doğanın yoluna dikkat edildiğinde,
tüm şeyler kendi fonksiyonlarına uygun
hareket ederler;
atlar arabaları çeker ve sabanın önünden giderler.
Fakat doğanın yoluna dikkat edilmediğinde
atlar çarpışma ve savaş için yetiştirilirler.
Arzu, hoşnutsuzluğa sebep olur iken
yeterliliği bilen kişi
ihtiyacına daha kolay sahip olur.

47

47. Uzakları Keşfetmek

Bę çűna dervî derî, naskirina
Her tiţtî,
Bę nerîna di pencerę re, dîtina
Riya ezman.
Çiqa dűr tu herî, wisa kęm
Tu nas dikî.
Hiţmendî di her tiţtî de digihęje
Bę ko di hemű prosęsę de here.
Ew bi nav ű deng e bę xwe diyar bike.
Ew pęrfękt e ű tekűz e bę
Hewildan ű westana pirr.

Tao seyahat etmeden de
bilinip gözlenebilir.
Göklerde olan biten de
pencereden bakmadan görülebilir.
Ne kadar uzağa gidilirse
o kadar az olur bilinen.
Ondandır bilge kişinin bakmadan her şeyi görmesi
ve kendini geliştirme kaygısı olmadan çalışarak
Tao’nun bütünlüğünü keşfetmesi.

48

48. Bilgiyi Unutmak

Bi xwendinę, her roj merov tiţtekî
Bi dest dixîne.
Bi kirina bi Tao, her roj
Tiţtek winda dibe.
Winda dibe ű dîsa winda dibe.
Ta tiţt nemîne ko bę kirin.
Ne-kirin, tiţtek nemaye ko nehatiye kirin.
Cîhan dikare ya te be bi yekcar neguhertin ű nelîstina
Pę.
Tu çiqasî pę bilîzî ű wę biguherî
Tu nikarî cîhane bikî ya xwe.

Bilgiyi izlerken
eldekilere her gün yenisi eklenir.
Ama Tao’nun yolunu izlerken,
eldekiler azalır;
daha az çabalanır,
ta ki çabalama kalmasın.
Gayret dizginlenmezse
hiçbir iş yarım kalmaz.
Doğanın yolu
değişim tasarlayarak değil
nesneleri kendi gidişine bırakarak hüküm sürer.

49

49. Duyumsamanın Erdemi

Hiţmendî hiţekî neguher ję re nîne,
Li hiţęn merovan dinere mîna ko
Ęn wę bin.
Ez bi yę baţ re mîna ko baţ e,
ű bi yę pîs re mîna ko ew jî baţ e didim ű distînim.
Ev baţiya rast e.
Ez baweriyę bi yę bawerî pę tę tînim, ű
Bi yę bawerî pę nayę jî.
Ev baweriya rast e.
Dema hiţmendî bi merovan re dijî,
xwe bi wan re didűzinîne
An zanebűn ű hiţę xwe ji wan vediţęre.
Hîţmendî bi wan re dide ű distîne mîna
zarokęn xwe.

Bilge kişi kendine önem vermez;
ama başkalarının ihtiyaçlarını duyumsar.
Erdemin büyük bağlılık gerektirdiğini
ve kendinin buna sahip olup herkese karşı
iyi olduğunu bilerek;
başkaları ne yaparsa yapsın,
bilge onların ihtiyaçlarına göre davranır.
O, alçakgönüllü ve utangaçtır.
Böylelikle diğerlerinin kafasını karıştırır.
Onlar ki onu çocukmuş gibi görürler,
bazı zaman onun sözlerine kulak verirler.

50

50. Hayata Biçilen Paha

Hatina jiyanę ű derbasbűna mirinę
Peyęn jiyanę sisę di dehan de ne.
Peyęn mirinę sisę di dehan de ne.
Ew ęn liva jiyanę erda mirina wan e
Sisę di dehan de ne.
Çima ev wisa ye?
Ji lewre ew jiyanę dijîn ű destan li
Xweţbűna wę ya dewlemend digirin.
Aniha min bihîstiye ko ew ę di danűstendina bi jiyanę re
Pispor e
Dikare ręwîtiyę di welat de bike bę ko
Liqayî piling ű kerkedenan bibe,
dikare tękeve ţeran ű pevçűnan bę birîn bibe.
Kerkeden ti cihî nabîne ko qiloçę
Xwe tę de biçikilîne,
Piling ti cihî nabîne bo bi lepűţkęn xwe
Biçirîne,
Çek ű sileh ti cihî nabînin ko pęţwaziya
Seręn wan ęn tűj bike.
Çima?
Ji lewre ew ti erd- mirin ję re nîne.

İnsanlara bakarken görebiliriz belki
doğum ve ölümün iç içe olduğunu uzamda.
Üçte biri hayati izler, üçte biri ölümü
ve öylece doğumdan ölüme naklolanlar
da gördüklerimizin üçte biri.
Tao’nun yolunu takip eden,
azgın hayvanlardan korkmadan yol alır.
Kavga gürültüden ise etkilenmez;
çünkü direniş göstermez.
Evren bu dünyanın merkezidir,
dolayısıyla Tao’nun içinde yaşayanın
iç dünyasında yoktur hiçbir yer
ölümün girebileceği.